Based İstanbul kimin ?

Urungu

Global Mod
Global Mod
Based İstanbul Kimin? Bilimsel Perspektiften Bir Forum Tartışması

Merhaba arkadaşlar,

Son zamanlarda dikkatimi çeken konulardan biri “Based İstanbul” adlı kreatif platformun kime ait olduğu ve bu sahiplik meselesinin sadece basit bir mülkiyet değil, aslında kültürel, sosyal ve ekonomik bağlamda ne ifade ettiği. Konuya bilimsel bir gözle bakmaya çalıştım; çünkü “kimin” sorusu sadece bir kişi ya da şirket ismini vermekle bitmiyor. Aynı zamanda güç ilişkilerini, toplumsal algıyı ve marka etrafında oluşan sosyal ağları anlamayı gerektiriyor.

Veri Odaklı Analiz: Kurumsal ve Ticari Yapı

Öncelikle resmi verilere bakıldığında Based İstanbul, 2015 yılında İstanbul merkezli olarak kurulan bağımsız bir medya ve kreatif içerik platformu. Resmi ticaret kayıtlarında şirket yapısının, kurucu ve yönetici kimliklerinin görünür olması, “kimin” sorusuna ilk cevabı veriyor. Şirketi kuran ve yöneten isimlerin arka planı incelendiğinde, iletişim ve medya sektöründe deneyimli bir ekip tarafından inşa edildiği görülüyor.

Erkeklerin konuya daha analitik bakış açısıyla yaklaştığını gözlemleyebiliriz. Onlar için sahiplik, şirket kayıtları, vergi numaraları, kurucu ortaklık oranları gibi somut veriler üzerinden anlaşılabilir. Yani “kimin” sorusu bir mülkiyet ilişkisi, şirket yapısı ve finansal kontrol meselesi olarak ele alınır. Burada kritik olan nokta; Based İstanbul’un bağımsız bir girişim olarak uluslararası markalarla iş birliği yapabilmesi ve kültürel sermayesini ekonomik sermaye ile dengeleyebilmesidir.

Toplumsal ve Sosyal Perspektif: Empati ve Etkileşim

Kadınların bakış açısı ise çoğunlukla farklı bir eksende şekilleniyor. Onlar için “kimin” sorusu, şirketin resmî sahibinden çok, onun toplum üzerindeki etkisiyle ilgilidir. Based İstanbul kimin? sorusu, aslında “kimlerin sesi oluyor, hangi grupları görünür kılıyor, kimleri temsil ediyor?” sorularıyla birlikte düşünülür.

Burada empati odaklı yaklaşım devreye giriyor: Based İstanbul, sadece kurucusunun değil, içerik üreten genç sanatçıların, tasarımcıların, müzisyenlerin ve farklı sosyal kimliklerden bireylerin sahiplendiği bir kolektif alan olarak algılanıyor. Kadın bakış açısına göre mülkiyet kavramı maddi sahiplikten ziyade “sosyal sahiplenme” anlamına geliyor. Platforma katılan, orada üreten ve kendini ifade eden herkes bir tür ortaklık kurmuş oluyor.

Kültürel Sermaye ve Güç İlişkileri

Bilimsel olarak konuyu Pierre Bourdieu’nün “kültürel sermaye” kavramıyla ele alabiliriz. Based İstanbul’un asıl değeri, resmi sahiplikten çok kültürel sermayesidir. Moda, sanat ve müzik alanında yeni sesleri duyurabilmesi, büyük markalarla iş birliği yaparken aynı zamanda alternatif kültüre alan açabilmesi onun görünür gücünü oluşturur. Bu noktada şu sorular önem kazanıyor:

- Gerçek sahip kim? Sermaye koyan yatırımcı mı, yoksa içerik üreterek platformu canlı tutan genç sanatçılar mı?

- Kültürel sermaye mi yoksa ekonomik sermaye mi daha belirleyici?

Cinsiyet Perspektiflerinin Çatışması

Forumda tartışmaya açmak için şunu vurgulamak isterim:

- Erkeklerin yaklaşımı: “Sahip kimdir?” sorusu net bir yanıt arar. Resmi belgeler, ortaklık yapısı ve finansal kontrol üzerinden düşünürler.

- Kadınların yaklaşımı: “Kimler kendini ait hissediyor?” sorusu öne çıkar. Sosyal bağlar, etkileşim ve empati merkezli bir değerlendirme yapılır.

Bu iki bakış açısı aslında çatışmak yerine birbirini tamamlıyor. Çünkü resmi sahiplik yapısı olmadan platformun kurumsal kimliği olmaz, fakat sosyal sahiplenme olmadan da kültürel etkisi kaybolur.

Globalleşme ve Yerellik

Based İstanbul’un “kimin” olduğu sorusunu sadece Türkiye bağlamında değil, küresel ölçekte de değerlendirmek gerekir. Platform, uluslararası markalarla iş birlikleri sayesinde global kültürün parçası olurken, aynı zamanda yerel üreticilere de alan açıyor. Bu durum bilimsel literatürde “glokalizasyon” olarak adlandırılır: Küresel olan ile yerelin etkileşimi. Yani Based İstanbul, hem küresel markaların hem de yerel yaratıcıların sahiplenebileceği hibrit bir yapı ortaya koyuyor.

Forum Tartışmasına Açık Sorular

Arkadaşlar, bu noktada sizlerin görüşlerini merak ediyorum. Birkaç soruyu tartışmaya açalım:

1. Sizce bir kreatif platformun gerçek sahibi kurucu mu, yoksa topluluk mu?

2. Erkeklerin veri odaklı yaklaşımı ile kadınların empati merkezli yaklaşımı birleştiğinde, daha bütüncül bir sahiplik anlayışına varabilir miyiz?

3. Kültürel sermaye mi, ekonomik sermaye mi daha güçlü bir sahiplik göstergesi?

4. Based İstanbul gibi bağımsız görünen platformlar, aslında ne kadar bağımsızdır? Büyük markalarla yapılan iş birlikleri bu bağımsızlığı zedeler mi, yoksa güçlendirir mi?

5. Siz bu platformu daha çok “bir kişi/ekip” işi mi görüyorsunuz, yoksa “kolektif bir topluluk” işi mi?

Sonuç: Çok Katmanlı Bir Sahiplik Algısı

Sonuç olarak Based İstanbul’un kime ait olduğu sorusuna tek bir yanıt vermek bilimsel açıdan eksik kalıyor. Resmi belgeler bize kurucu ve sahiplik yapısını gösterse de, toplumsal algı, kültürel sermaye ve kolektif katılım bu sahipliği çok katmanlı hale getiriyor. Bilimsel olarak bakıldığında, bir marka ya da platformun “kimin” olduğu, yalnızca mülkiyet kayıtlarıyla değil, aynı zamanda o markanın kimlere alan açtığı, kimlerin kendini orada ifade edebildiği ve hangi toplumsal gruplara dokunabildiği ile ölçülmeli.

Kısacası Based İstanbul, resmi anlamda kurucularına aittir; fakat sosyal anlamda ona katkı sunan, içerik üreten ve onu takip eden herkesin de bir parçasıdır. Bu çok katmanlı sahiplik, günümüzün yeni medya ve kültür ekosistemlerinde giderek daha fazla önem kazanan bir gerçekliktir.

Şimdi söz sizde: Sizce Based İstanbul kimin?
 
Üst