Marksist Diyalektik Nedir ?

Sude

New member
Marksist Diyalektik Nedir?

Marksist diyalektik, Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından geliştirilmiş olan bir felsefi düşünme yöntemidir. Bu yaklaşım, tarihsel ve toplumsal olayların belirli yasalar çerçevesinde, birbiriyle etkileşim halinde olan karşıt güçlerin çatışmasından doğan değişim ve gelişim süreçlerini anlamaya çalışır. Diyalektik, Yunan filozoflarından Heraklitos'un düşüncelerinden, Hegel'in felsefi sistemine kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Ancak Marksist diyalektik, Hegel'in idealist diyalektiğini materyalist bir bakış açısıyla yeniden biçimlendirir.

Marksist Diyalektik ve Materyalizm

Marksist diyalektiğin temelinde, diyalektik materyalizm adı verilen bir yaklaşım yer alır. Materyalizm, düşüncelerin, ideolojilerin ve toplumların ekonomik temelleriyle, yani üretim ilişkileriyle şekillendiğini savunur. Marx’a göre, toplumsal değişim, ideolojik ve kültürel faktörlerden önce ekonomik temele dayanır. Diğer bir deyişle, toplumların gelişimi, doğrudan üretim araçlarının sahibi olan sınıflar arasındaki çatışmalarla belirlenir. Marksist diyalektik, toplumsal yapının bu ekonomik temelden nasıl şekillendiğini ve toplumların nasıl değiştiğini analiz eder.

Diyalektik ve Çelişki

Marksist diyalektikte çelişki, her şeyin temelinde bulunan bir ilke olarak kabul edilir. Diyalektiğin özü, çelişkilerin ve karşıtların etkileşimi ile gelişimlerin mümkün olduğudur. Marx, çelişkilerin yalnızca toplumsal yapıda değil, doğanın her alanında var olduğunu vurgular. Bu çelişkiler, toplumun dönüşümünü tetikler ve her toplumsal sistemin kendi içindeki çelişkileriyle birlikte çözülerek yerini yeni bir yapıya bırakmasını sağlar.

Örneğin, feodalizmin yerini kapitalizm alırken, kapitalizm de kendi içindeki çelişkiler ve sınıf mücadeleleriyle evrilir. Bu süreç, sürekli bir değişim ve gelişim halindedir ve toplumların evrimi, bu çelişkilerle şekillenir.

Marksist Diyalektikte Tarihsel Gelişim

Marksist diyalektik, toplumsal yapıları ve tarihsel gelişimi anlamada bir yol haritası sunar. Marx, tarihsel materyalizm yaklaşımını benimsemiş ve tarih boyunca toplumların üretim biçimlerinin, insan ilişkilerini belirlediğini öne sürmüştür. Toplumlar, tarihsel süreçlerde belirli üretim biçimlerine dayalı olarak evrilir. Bu üretim biçimleri, üretim araçlarının sahipliği ve bu araçlar üzerindeki denetim ile şekillenir. Bu bağlamda, Marksist diyalektik, toplumların tarihsel olarak gelişimini ekonomik yapıların evrimsel bir süreci olarak ele alır.

Örneğin, tarihsel süreçte tarıma dayalı feodal toplum, kapitalist toplum yapısına evrilmiş ve bu evrimde üretim araçlarının kapitalist sınıf tarafından elinde bulundurulması belirleyici olmuştur. Bu dönüşüm süreci, toplumun altyapısındaki değişimlerin sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Hegelci Diyalektikten Farklar

Marksist diyalektik, Hegelci diyalektiği bir dereceye kadar benimsemiş olsa da temel bir fark içerir. Hegel'in diyalektiği idealisttir, yani Hegel, düşüncenin gerçekliği şekillendirdiğini savunur. Oysa Marx, bu yaklaşımı tersine çevirir ve diyalektiği materyalist bir bakış açısıyla ele alır. Marx’a göre, insanların düşünceleri, gerçek dünya koşullarına, özellikle de ekonomik yapıya dayanır. Diğer bir deyişle, Marksist diyalektik, ideolojilerin, insan düşüncelerinin, sınıf mücadelesi ve üretim ilişkilerinden türediğini öne sürer.

Hegel’in diyalektik süreci “tez, antitez, sentez” olarak tanımlanırken, Marx bunu ekonomik yapılar ve toplumsal ilişkiler bağlamında açıklar. Hegelci diyalektikte karşıtlıklar, bir düşünsel çelişkiyi ifade ederken, Marksist diyalektiğin anahtarı toplumsal çelişkilerde, özellikle de sınıf mücadelesinde bulunur.

Marksist Diyalektik ve Sınıf Mücadelesi

Marksist diyalektiğin önemli bir yönü, sınıf mücadelesinin tarihsel süreçteki rolüdür. Marx’a göre, toplumdaki her değişim, temelde bir sınıf mücadelesi ile bağlantılıdır. Kapitalist toplumda, burjuvazi (kapitalist sınıf) ile proletarya (işçi sınıfı) arasındaki çelişki, toplumun evrimini tetikler. Kapitalist sistemin, üretim araçları üzerindeki hâkimiyeti, işçilerin sömürülmesi ve bu çelişkiler, kapitalizmin çöküşüne ve sosyalist bir toplumun doğmasına zemin hazırlar.

Sınıf mücadelesi, Marksist diyalektiğin bir dışavurumu olarak, toplumsal değişimi yönlendiren temel etmenlerden biridir. Bu bağlamda, toplumsal değişim, ekonomik yapılar ile sınıf mücadelesinin karşıtlıkları arasındaki etkileşimle gerçekleşir.

Marksist Diyalektik ve Toplumun Geleceği

Marksist diyalektik, toplumsal değişimin yönünü ve hızını belirleyen temel faktörlerden biri olarak kabul edilir. Marx, kapitalizmin içsel çelişkileri yüzünden sonunda yerini sosyalist bir düzene bırakacağına inanmıştır. Kapitalizmin, proletaryanın artan tepkileri ve sınıf mücadelesi sonucu bir kriz içine gireceği öngörülür. Bu süreç, toplumun dönüşümüne dair diyalektik bir bakış açısının net bir örneğidir.

Sonuç olarak, Marksist diyalektik, toplumsal evrimi anlamada önemli bir araçtır. Çelişkiler, tarihsel süreçlerin temelini oluşturur ve bu çelişkiler, toplumların sürekli olarak değişen dinamikleriyle evrilmesine yol açar. Marksist diyalektik, sınıf mücadelesinin ve ekonomik ilişkilerin toplumları dönüştüren temel gücünü vurgular. Bu anlayış, hem toplumsal yapıları hem de tarihsel evrimi yorumlamada kritik bir rol oynar.
 
Üst