Sıcağı Ne Keser ?

Emir

New member
Sıcağı Ne Keser?

Bugün sizlerle, bir yaz akşamı sıcakları arasında geçen, garip bir şekilde bizi birleştiren ve içimizdeki duyguları uyandıran bir hikaye paylaşmak istiyorum. Hepimiz zaman zaman o boğucu sıcakların altında çaresizce beklemişizdir, değil mi? Vücudumuz ter içinde kalır, sabır sınırlarımız zorlanır, ama en çok da ruhumuz sıcağın içinde bir köşeye sıkışmış gibi hisseder. İşte bu hikaye, o sıcak günlerden birine denk geldi…

Günün En Sıcak Anı

Ayşe, yaz mevsiminin başından beri tatil için can atıyordu. Sıcaklar her geçen gün arttıkça, şehirdeki dar sokaklar, kalabalık ve gürültü ona iyice bunaltıcı gelmeye başlamıştı. O gün, bir başka sıcağın verdiği bunalmışlıkla evin içinde tembelce dolaşıyordu. Pencereden dışarı bakarken, “Bu kadar sıcakla nasıl başa çıkılacak?” diye düşündü. Sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da sıcaktan bunalmıştı.

Eşi Selim ise bu konuda her zaman çok farklıydı. O, çözüm odaklı bir adamdı. İki dakikada klimanın fişini çekip, en iyi soğutma cihazlarını araştırmış, Ayşe’nin yüzünü görebilmek için odanın her köşesini gezip, “Burada bir çözüm bulmamız gerek,” diye düşünürken, Ayşe sıcağın içinde adeta içsel bir karanlıkta kaybolmuştu.

Kadın ve Erkek Farklı Duygularla Sıcaktan Kaçıyor

Selim ve Ayşe’nin karşılaştığı sıcak, bir yandan evin içinde değil, kalplerinde de yankı yapıyordu. Selim çözüm ararken, Ayşe çözümün çok ötesinde, sadece rahatlamayı ve o anın gerilimini atmayı istiyordu. Hemen hemen her kadın gibi, duygusal olarak sıcakla başa çıkmayı çözümde bulmaktan çok, başkalarının içsel huzuru ile ilişkilendirirdi. Oysa Selim, her zaman olduğu gibi, durumu bir ‘strateji’ olarak görüyor, çözüm odaklı yaklaşımını devreye sokuyordu.

“Bir anı dondurmak mümkün olsaydı,” diye düşündü Ayşe, “o an sıcağın bir parçası olmamak, serinlemek, hissetmek, duygusal olarak rahatlamak isterdim. Ama bu sıcak, fiziksel olarak rahatlamaktan çok daha derin bir şey…”

Ayşe, Selim’in yanı başında otururken, sadece bir fanın sesiyle geçiştireceği bir an değil, birini dinlemenin ve empatiyle yaklaşmanın daha değerli olduğunu hissediyordu. Ona göre, bu sıcaklık, her şeyin daha zor olduğu, ruhun terlediği ve huzurun yitirildiği bir haldi.

Birlikte Çözüm Arayışları

Selim, bir an için “Ayşe’yi rahatlatmak, en doğru çözüm olacak,” diye düşündü. Ama Ayşe’nin bakışları, bir çözümün ötesinde başka bir şey istediğini söylüyordu. Selim, pratik düşüncelerle sakinliğini bulmaya çalışırken, Ayşe ise “Beni anlamadığını” hissetti. O sırada, sıcak hava her ikisini de yavaşça etkisi altına alırken, fark ettiler ki sadece fiziksel değil, duygusal bir buhran da yaşanıyordu.

Selim, geceyi daha serin hale getirecek her türlü çözümü sırasıyla uygulamaya koyarken, Ayşe ise “Beni anla” diyen bakışlarla, çözümün arkasındaki niyeti düşündü. Selim’in nedenini anlıyor ama ona hissettiremediğini düşündü. “Sadece biraz sabır, biraz daha dinlenme…” diye düşündü.

Bir Adım Daha Atmak

Ayşe, sonunda Selim’e yaklaşarak, “Birbirimizin yanında olmak yetiyor,” dedi. “Sıcaklar, evet, bazen bunaltıcı olabilir, ama birlikte geçirdiğimiz zaman… o zamanları daha anlamlı kılıyor. Sadece bu kadarını paylaşabilmek, bana daha çok serinlik veriyor.”

Selim, biraz şaşkın ama sevgiyle, “Bunu nasıl hissettin, Ayşe?” dedi. O an, sıcakların arasındaki bu ince duygusal bağ, birbirlerinin gerçek ihtiyaçlarını anlama yolculuğuna dönüşüyordu.

Ayşe, gülümseyerek, “Bazen sıcaklık değil, sadece birbirimizin yanında olmak da insanı serinletir,” dedi.

İşte o an, ikisi de anladılar ki, sıcaklardan kaçmanın en iyi yolu sadece fiziksel çözüm değil, birbirlerine duydukları empati ve anlayıştı. Bu sıcaklık, içsel bir soğukluğu kesmenin, birbirini anlamanın ve paylaşılan anı güzelleştirmenin başlangıcıydı. Her ne kadar birbirlerinden farklı olsa da, birlikte olmanın sıcaklık ve soğuk arasında doğru dengeyi kurabileceğini fark etmişlerdi.

Birlikte Serinlemeye Davet

Bu hikaye, sıcağın sadece fiziksel değil, duygusal bir yük de taşıdığını hatırlatıyor bize. Erkekler bazen çözüm ararken, kadınlar bazen sadece birlikte olmanın huzurunu arar. Ama belki de doğru dengeyi bulmak, her iki dünyanın bir arada var olmasında saklıdır.

Peki ya siz, sıcağın içinde kalırken nasıl başa çıkıyorsunuz? Yalnızca bir çözüm mü arıyorsunuz, yoksa başkalarının varlığında huzuru mu buluyorsunuz? Bu konuda düşüncelerinizi duymak çok isterim. Belki hep birlikte, sıcağı nasıl kesebileceğimizi daha iyi keşfederiz…
 
Üst